AKP'nin sağlık hizmetlerini kamu hizmeti olmaktan çıkartıp "Kamu Hastane Birlikleri" adı altında döner sermaye işletmesine dönüştürmesi uygulaması hüsranla sonuçlandı. Sayıştay'ın 2015 Düzenlilik Denetim Raporu'nda, bu uygulamanın iflas ettiği ortaya çıktı.
Sayıştay’ın 2015 Düzenlilik Denetim Raporu, AKP hükümetlerinin "Sağlıkta Dönüşüm Programı" diyerek sağlık kurumlarını "Kamu Hastane Birlikleri" adı altında "ticari işletme"ye dönüştürdüğü uygulamaların iflas ettiğini gözler önüne serdi. Sağlık Bakanlığı hastanelerinin "döner sermaye" sistemiyle finansal olarak sürdürülebilirliklerinin ortadan kalktığı Sayıştay raporuyla da kanıtlandı.
İzmir Tabip Odası Hekim Meclis Üyesi Dr. Ergün Demir ve TTB Delegesi Dr. Güray Kılıç'ın, Sayıştay 2015 Düzenlilik Raporu incelemeleri, Sağlık Haktır adlı internet sitesinde yayınlandı. Bu incelemeye göre; Sağlık Bakanlığı’nın “kürek çeken değil dümen tutan olacağız" diyerek döner sermaye işletmesine çevirdiği ve özel sağlık sektörüyle rekabete açtığını iddia ettiği kamu hastanelerinin “esasen ortada döndürülen bir sermaye olmadığı, mali gücünün yetersizliği, çok ciddi bir borç yükü altında olduğu ve kısa vadeli borçlarını karşılayamaz durumda olduğu" Sayıştay Raporu ile tespit edildi.
İŞTE RAPORUN ORTAYA ÇIKARDIĞI GERÇEKLER
Sayıştay Başkanlığı Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumuna Bağlı Döner Sermaye İşletmeleri 2015 Yılı Düzenlilik Denetim Raporunda şu sonuçlara ulaşıldı:
Bakanlığa bağlı kamu hastanelerinin,
- Likit (kısa vadeli nakit akışı) durumlarının yetersiz olduğu,
- Kısa vadeli ödenmesi gereken borçlarını ödeme gücünün yetersiz olduğu,
- Çok ciddi bir borç yükü altında olduğu,
- Mali bağımsızlığının düşük olduğu ve bu nedenle öz kaynak yetersizliğinden dolayı ileride borç baskısı ile karşılaşabileceği,
- Kısa vadeli yabancı kaynaklar (borçlar) artarken, özkaynakların da önemli ölçüde azalıyor olması ile kaynak yapısında ciddi anlamda sorunlar olduğu ve finansal açıdan risklerle karşı karşıya kalındığı,
- Faaliyet (çalışma) durumu açısından etkin olmadıkları,
- Yaptıkları iş ve işlemler sonucunda zarar ettikleri,
- Mali durum ve işletme açısından yıllar itibariyle daha da kötüye gittiği,
- Döner sermaye olarak faaliyet gösteren sağlık tesisleri için esasen ortada döndürülen bir sermaye olmadığı kanaat ve sonucuna varıldığı bildirildi.
AKP, SAĞLIK POLİTİKASININ ÇÖKTÜĞÜNÜ KABUL ETTİ
Kamu idaresi ise Sayıştay raporuna cevabında, söz konusu bulguların doğru olduğunu kabul ederek, gerekçe olarak şunları sıraladı:
- Genel Sağlık Sigortası kapsamında bulunanlara Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) hükümleri doğrultusunda sunulan hizmetlerin bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonunca belirlendiği ve girdi maliyetlerindeki artışa rağmen geri ödemede esas alınan SUT fiyatlarının büyük ölçüde sabit kalması,
- Giderlerinin yaklaşık yüzde 75’inin ödemede önceliği bulunan sabit giderlerinden oluşması,
- Ekonomiye yön verenlerce hedeflenen borçlanma tutarları nedeniyle değişken giderlerine yönelik olarak borç vadelerinin uzaması,
- Uzun yıllardır SUT fiyatlarında artış olmamasına karşın tahakkukların bu fiyatlar üzerinden oluşturulması,
- Üst yüklenici olarak değerlendirildiği için kıdem tazminatlarının sorumluluğunu alması,
- Artan nöbet ücretlerini döner sermaye kaynaklarından karşılamakta zorlanması,
- Göç krizi nedeniyle milyonlarca geçici koruma altına alınanlara hizmet verilmeye başlanması,
- Yıllar itibarıyla puan başı gelirin azalması ile paket ve ücretsiz hizmet kapsamlarının genişlemesi gibi nedenlerle de borç ödeme gücünde yetersizlikler oluşabileceği ifade edilmiştir
- Afiliasyonlarla birlikte üniversitelerin gider artırıcı unsurlarına da destek vermeye çalıştığı gerekçeler arasında sayılmıştır.
"SAĞLIK HİZMETİ KÂR VE VERİMLİLİK BEKLENTİSİYLE KURGULANAMAZ"
Sonuç olarak,
1. Sağlık hizmetinin kamu hizmeti olarak sunumuna son verilerek Sağlık Bakanlığı hastanelerini "Kamu Hastane Birlikleri" adı altında döner sermaye işletmesine dönüştüren uygulamanın hüsranla sonuçlandığı ve raporda özetle belirtilen "Sağlık tesislerinin mali gücünün yetersizliği, çok ciddi bir borç yükü altında ve kısa vadeli borçlarını karşılayamaz durumda olduğu" tespiti ile sağlık işletmeleri politikasının iflas ettiği ortaya çıkmıştır. Sağlık hizmeti, niteliği gereği kâr veya verimlilik beklentisi ile kurgulanamaz. Sağlık hizmetlerinin etkin sunumu, toplumsal gelişmenin en temel öğelerinden birisini oluşturur. Hizmet sunumunda etkinliğin sağlanmasında öncelik sağlık hizmetlerinin önce niteliğini ve daha sonra niceliğini arttırmaktır. Bu bağlamda devletin kamusal niteliği olan bu hizmetleri desteklemesi bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır.
2- Raporda kamu idaresinin "Hükümet politikalarının dikkate alınarak Sosyal Güvenlik Kurumu ve Maliye Bakanlığı yetkilileri ile birlikte yeniden değerlendirileceği" ifadesi, sağlıkta 2. reform dönemi haberleri ile birlikte değerlendirildiğinde önümüzdeki günlerde, hastane hizmetlerinin finansmanına ek kaynak olarak vatandaşın cebine yeni bir hortum uzatılacağına işaret etmektedir. Sağlıkta eşitsizlikler giderek artarken, tıbbi hizmetlere erişimin yurttaşların büyük bir çoğunluğu için giderek daha da zorlaşacağı bir sürece doğru hızla ilerliyoruz. AKP hükümetlerinin uyguladığı politikalara bağlı olarak artık sağlıkta hizmet bedellerinin ödenmesinde kritik bir evreye girilmiştir. Aslolan bilimsel kanıtlara dayalı, nitelikli, ulaşılabilir, giderlerin vatandaşın cebinden değil kamu kaynaklarından karşılanacağı bir sağlık sisteminin hayata geçirilmesidir.
KAYNAK: HABER SOL ORG TR
KEMALİSTLER Kemalistler TWİTTER GÜNCELLEMELERİ GÖRMEK İÇİN
- Kemalistler Instagram da takip et
Takip Et Kemalistler